Azmi Karamahmutoğlu’nun dikkat çektiği eğitim krizinde devlet okullarında bağış adı altında zorunlu “kayıt ücretleri” talep edilmesi, eğitimde kamusallığın giderek ortadan kalktığını gösteriyor. Velilerden gelen şikayetlerin azalmadığı, aksine arttığı uyarısını yapan Karamahmutoğlu, bu durumu “devlet, sarf ihtiyaçlarını karşılayamayınca bu yükü okul yönetimlerine yüklemiş” olarak tanımlıyor.
Ayrıca belirtildiği üzere, çocukların yaklaşık %62’sinin “makarna ve ekmekle doyduğu” bir tablodan bahsedilirken, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye, 5 yaş altı çocuklarda fiziki gelişim geriliği (bodurluk) oranı bakımından, Avrupa’daki en yüksek oranlara sahip az sayıdaki ülkeden biri konumunda.
Karamahmutoğlu, sadece bir öğün okul yemeğinin sağlıklı ve eşit beslenmeyi sağlayabildiğine dikkat çekiyor. Hindistan ve Brezilya gibi ülkelerin örneklerini vererek, Türkiye’de de ilkokuldan liseye kadar yaklaşık 15 milyon öğrenciye bir öğün yemek verilmesinin yıllık maliyetini 6 milyar dolar olarak hesaplıyor.
Bu maliyetin, devletin kaynak sıkıntısından değil, öncelik tercihlerinden kaynaklandığını savunan Karamahmutoğlu, AKP hükümetinin uyguladığı KKM (Kur Korumalı Mevduat) sisteminin halkın sırtına bindirdiği yükün 60 milyar dolar olduğunu, yani okul yemeği bütçesinin on katından fazla olduğunu belirtiyor. Bu bağlamda Zafer Partisi, kaynak sıkıntısı değil, kaynakların savurganca kullanılması ve yanlış iktidar tercihleri olduğunu vurguluyor.
Bu veriler ışığında, eğitimde ücretsiz ve eşit erişimin sağlanması için kaynak yok demekten ziyade, önceliklerin değiştirilmesi gerektiği öne sürülüyor. HalkTV’nin verilerine göre, bir öğün ücretsiz okul yemeğinin yıllık maliyeti yaklaşık 4.9 milyar dolar yerel hesaplamalara denk geliyor Halk TV. UNICEF ve Dünya Gıda Programı (WFP) kaynakları, bu tür programların kaç ülke tarafından hayata geçirildiğini ve sunduğu faydaları detaylandırıyor